
Havacılığın bizim kadar önemli olduğu dünya üzerinde havacılıkla ilgili olan mesleklere karşı insanların da büyük bir merakı ortaya çıkmıştır. Aslında havacılık sevgisi insanlara daha çocukken gelen bir istek sonrasında ortaya çıkmıştır. Yani bu doğuştan gelen bir sevgidir. Özellikle başta ülkemiz gibi bazı yerlerde de havacılığa yönelen insanların çoğu havacılıkla ilgili herhangi bir fikri önceden bilmemektedir. Sadece ekonomik olarak refah bir hayata kavuşma önemini benimseyen insanlar aslında havacılığın gelişimine de fazla katkıda bulunmazlar. Başta ABD olmak üzere havacılık alanında aktif bir çalışma hayatına sahip olmanın ilk kurallarından birisi de havacılığı sevmekten geçer.
Uçak Mühendisi, uçakların tasarlanması ve yapım projelerinin hazırlanması, üretilmesi, geliştirilmesi,
bakım-onarımı ve işletilmesi konularında çalışan kişidir.
Bu adaylar da öncelikle ilk bakılan şeylerden biri ise havacılığı sevip sevmemelerinden geçer. Bu anlamda Amerika, dünya havacılığında ilk sırayı almaktadır. Havacılık aşkı olmayan insanların bu sektörde yer almama prensibi ise işte bu yoldan geçer. Ülkemiz her ne kadar havacılık alanında hızlı bir gelişme içerisinde olsa da havacılık alanında çalışan insanların bu meslek aşkı içinde olmamaları ilerlemesini engelleyen en büyük hususlardan biri olarak ortaya çıkar. Özellikle de sivil havacılık alanında pilot ya da mühendis olarak çalışanlar havacılıkla ilgilenirler.
Bu yüzden birçok ülkeye göre teknik açıdan havacılıkta Türkiye olarak biraz daha geri kalmış durumda olabiliriz. Özellikle pilotaj eğitimine dahil edilenlerin birer havacılık hastası olması bazı şartları da beraberinde getirir. Bu Amerika ve Avrupa gibi coğrafyalarda bakılan ilk kriterler arasında yer almaktadır.
Türk Hava Yolları’nın Katkısı
Ülkemiz her geçen gün başta Türk Hava Yolları olmak üzere dünya genelinde ciddi bir pazar payına bağlı olmakla birlikte sıçrama da yapmaktadır. Özellikle uçulan destinasyon sayısı hesaba katıldığı takdirde THY kendi alanı içerisinde ilk sıradadır. Çok önemli firmaların yer aldığı Türkiye’de uçuş mesleği eğitimi alanında ki azlık bazı yerlerde sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Bu eğitimi veren yerler arasında ODTÜ ve İTÜ ön planda yer alır. Butik eğitim veren bu iki kurum sayesinde Türk havacılığının mühendislik alanında şekillenmesine yardımcı olunmaktadır. Uluslararası Sivil Havacılık Mevzuatı uyarınca ticari havayolu şirketleri, gerçekleştirdikleri uçuşlarda kokpitte uçuş mühendisi bulundurmakla görevlerini yerlerine getirirler.
Başka bir ifade doğrultusunda uçuş mühendisi uçakların vazgeçilmez personellerinin başında yer almaktadır. Bir uçuş mühendisinin ana görevi ise en az bir pilotunki kadar zor olmakla birlikte sivil havacılıkta kullanılan uçakların uçuşları öncesindeki süreçten başlayıp uçağın yere inip park işlemini tamamlamasının sonrasına kadar uçağın teknik anlamda sağlıklı bir seyir içinde işleyişinden gelen sorumluluk büyük önem arz eder. Başka bir ifadeyle ”uçağın doktoru” olarak da lanse edebileceğimiz uçuş mühendisleri, pilotların bilgi ve becerisini aşan mühendislik ve teknik konularda, pilotlara uçak hakkında bilgiler vererek onların gelişmesine yardımcı olurlar. Ülkemizde uçuş mühendisi olmanın ilk şartlarından biri ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak gibi bir zorunluluk ileri gelmektedir.