
Sahne olduğu yenilikler ve şatafatın ön plana çıktığı bir dönem olması nedeniyle birçok şiirin dahi konusu olmayı başaran Lale Devri, Osmanlı’nın en meşhur dönemlerindendir. Başlangıcından bitişine oldukça olaylı ve çok konuşulan bir tarihi dönem olarak Lale Devri hakkında tüm bilmeniz gerekenleri aşağıda yer alan yazımızdan öğrenebilirsiniz.
İranlıların Tebriz’de yaptığı katliamların haberi, ithalatın sınırlandırılması amacıyla konan ticaret vergisiyle aynı dönemlere denk gelince hükümet iyiden iyiye dikkatleri çekmeye başladı.
Patrona Halil İsyanı
Amiral anlamında gelen Patrona gemisinde çalışmakta olan Arnavut kökenli mürettebat çalışanı Patrona Halil, adını dönemin bitişine neden olan isyana vermiştir. Daha önce de Venedik kışkırtmasıyla yine ayaklanmalara karışmış ve gemide yer alan Süvari Abdi Paşa tarafından idam cezasından kurtarılmış olan Patrona Halil, Rumeli’ye yerleşerek yeniçerilik yapmış, adı yine Vidin’de başka bir isyana karışarak Mısır’a kaçmak zorunda kalmıştır. Burada da giriştiği isyan bastırılınca ihtilalci damgası alarak İstanbul’a gelmiş ve iğne iplik satarak geçimini sürdürmeye devam etmiştir.
İstanbul’a hakim olan huzursuz ortamı değerlendirerek Sadrazam mualifi esnafı örgütleyen Patrona Halil, Yeniçeri Ocağı’nın dağıtılmasını kullanarak Beyazıt’ta bulunan Sultan II. Bayezid Hamamı’nda yeni isyanını başlatmıştır.
Padişahın yerine yeğeni Şehzade Mahmud tahta geçerken, Sadrazam ve Kaptan-ı Derya görevinde bulunan damadı halk tarafından linç edilmiştir. Dönemin nadide ve ustalık gerektiren birçok mimari eseri ve lale bahçeleri yakılarak yok edildi.
Lale Devri’nin özellikleri genel olarak zevkin ön planda olması nedeniyle tepki toplasa da yapıldığı yenilikler, sanayideki gelişmeler ve genel barış halinin hakim oluşuyla aslında Tanzimat için bir prova, sanayileşme için bir fırsat olarak da değerlendirilmektedir. Devrin bitişiyle birlikte tahta çıkan Sultan I. Mahmud ise isyancıları tespit ederek ıslahat çalışmalarına devam etmiştir.