Doğa olayları arasında gösterilen ve sık sık rastlanılan vakalardan biri olan ve kışın sert geçtiğini gösteren kar yağışı her insanda oldukça değişik izler bırakır. Kış aylarında daha sık ve daha çok gözlemlenebilen kar yağışlarının ne zaman ve nasıl geliştiği ise insanlardan tarafından her zaman merak edilen durumların en başında yer almaktadır.

Kış ayları süresince güneş ışınları yeteri kadar yer yüzüne doğrudan inme şansını yakalayamazlar. Bulutların yer aldıkları yüksekliklerde de hava sıcaklıkları bu yüzden oldukça düşük seviyelerde yer almaktadır. Bu süreç içerisinde yükselen su buharı ile düşük sıcaklıkta yer alan tabaka ile karşı karşıya gelir. İşte tam bu esnada süblime adı verilen bir hadise yaşanır ve bununla birlikte su buharı daha sıvılaşmadan kristal hale dönüşerek katı bir hal alır. Kristalleşerek buz halini alan su buharı tanecikleri ise 0,1 milimetrelik çaplara sahip olarak birbirine yapışır ve kar tanesi şeklini alır.

Kar yağışı bu tanelerin yeryüzüne inmesi ile gerçekleşir. Eğer oluşan bulutlar ile yer arasında bulunan havanın sıcak olması durumu ön planda yaşanırsa kar tanelerinin yağmura dönüşmesi de bu anlamda mümkün hale gelebilir. Çünkü yeteri kadar ısınmış olan hava bu taneleri sıvı hale getirecek kadar kendisinde enerji bulacaktır. Sıcak yeteri kadar yüksek olmazsa bu taneler aynı kristaller halleri ile tekrardan yere düşerek, kar yağışı medyana getirebilirler. Bununla beraber zaman zaman sulu kar olarak adlandırılan yağışları da görme şansımız artabilir. Bu tip yağışların asıl sebebi de yer ile bulutlar arasındaki değişken cinsteki havalardır. Hava sıcaklığına göre tanelerin aldıkları şekil ya da sahip oldukları durumlarda da değişiklik gözlemlenebilir.

Kar Yağışının Oluşumu

Kar taneleri hafif ağırlıkları ile bilinmektedir. Ortalama bir kar tanesi 3 kilometrelik bir mesafeyi yaklaşık 2 saatte tamamlar ve ortalama hızı ise saatte 1,5 kilometre kadar ölçülür. Genel bir yargı anlamında kar yağışının yer yüzüne düştüğü anlarda havanın biraz daha ısındığı gözlemlenebilir. Fakat bu durum tam olarak yanlış anlaşılabilir. Bunun tam tersi olarak ısınan havanın kar yapmasına ortam olduğu bilim adamlarınca kanıtlanmıştır. Çünkü çok soğuk olan hava içinde su bulunma kapasitesi az görülür. Zaten bu tarz havalarda yukarı çıkamayan suyun don veya kırağıya dönüşmesi havanın biraz daha ısınmasından ibarettir. Böylesine bir hava şartında aslında kar yağışı yaşanmaz. İşte havanın biraz olsun ısınması ile su buharının yukarıya taşınıp soğuk kütleler ile karşılaşması sonucu ortaya çıkan aslında kar yağışının bir işaretidir. İnsanlar da böyle yumuşak havaların kardan dolayı yaşandığı hadisesini ön plana atar.

İlk Suni Kar

Kar tanelerinin meydana gelmesi doğal mucizelerden sadece birisidir. Her ne kadar günümüzde suni kar üretimi teknolojik anlamda çok fazla ileriye gitse de söz konusu süreç oldukça zorlu geçer. Gerçek kar tanelerinin tam ortasında çekirdek şeklinde toz parçacıkları bulunur. Bunların olmaması durumunda ise doğal mucizeler baş gösterir.

1975 yılında, Amerika’nın Berkeley, California Üniversitesi’nde ilk suni kar üretimi gerçekleşmiştir. Prof. Steve Lindow tarafından “snomax” isimli bir protein toz parçacıkların yerini almıştır. Sonunda suni kar elde edilmiştir. Hatta söz konusu suni kar üretimi 1994 Norveç Kış Olimpiyatları kapsamında da yoğun bir şekilde kullanılmıştır.