Az yemek tüketilmesine ve beslenme tipine dikkat edilmesine rağmen kilo verilmesinde yaşanan zorluklar diyabet hastalığı başta olmak üzere çok sayıda sağlık sorununa yol açabilen insülin direncini gösteriyor olabilir. Endokrinologlar, insülin direncinin ciddiye alınması gerektiği ve tedavisinin, biran önce uygulanması gerektiğinin bilgisini vermektedir.
İnsülin Direnci Nedir?
İnsülin direnci doğrudan pankreastan salınan insülin hormonuyla alakalıdır. İnsan vücudunda, kan içerisinde bulunan şekerin kontrol altına alınmasını sağlamak için insülin hormonu görev yapar. Bu görevi sırasında ise insülin reseptörü adındaki özel protein yapısına bağlanarak aktif hale gelir. Fakat bazı durumlarda bu insülin reseptörü insülinin kendisine bağlanmasına engel olarak sanki görevini gerçekleştirmiyormuş izlenimi yaratır.
Kısaca insülin direnci, kan içerisindeki şekerin kontrolünü sağlayan insülinin etkisini ortaya koymasında yaşanan zorluk şeklinde ifade edilebilmektedir.
İnsan vücudunda normal durumlarda kan şekeri 1 ünite insülin sayesinde kontrol edilebilirken, insülin direnci bulunan bireylerde 2-3 ünite insülin ortaya çıkartılması gerekmektedir..
İnsülin direnci yükseldikçe vücut içerisindeki şekerin kontrolünü sağlamak adına insülin miktarı da artış göstermektedir. Yani pankreas fazla çalışır ve gereğinden fazla insülin kana verilir.
Günümüzde diyabet hastalığının hızlı bir artış göstermesi artan obezite hastalığı bireyin kilo almasına, karaciğer organının yağlanmasına, kalp-damar hastalıklarının ortaya çıkmasına sebep olur.
İnsülin direnci belirtileri
Bu problemle karşı karşıya kalan bireylerin dolaşım sisteminde insülin hormonu bulunmasına rağmen glikoz, yağ ve de protein metabolizmasında etki gösteremez.
İnsülin direnci bulunan bireylerin bel çevrelerinin ölçüsü çok önemlidir. Kadınlarda 80cm değerde, erkeklerde ise 94 cm değerin üzerinde olan bireyler için;
- Açlık kan şekeri değeri 100mg/dl değerinden fazla olması,
- Kan basıncının daima 130-85 civarında seyretmesi
- Trigliserid değerinin 150 mg/dl ya da daha fazla olması ya da HDL- kolesterol değerinin kadınlarda 50mg/dl değerinden düşük, erkeklerde ise bu değerin 40mg/dl değerinden düşük olması değerlendirilerek insülin direnci tanısı konur.
İnsülin direnci risk grupları
İnsülin direncinin görülmesinin olası olduğu risk grupları genetik olarak ailesinde insülin direnci, tip-2 diyabet hastalığının bulunması,
Bireyin hareketsiz bir yaşam tarzı benimsemesi,
Aşırı kalorili beslenme düzeni benimsenmesi,
Yemek sonrası gelen uyuma isteği,
Yemek sonrasında istemsiz el titremesi,
Midenin devamlı aç olma hissi,
Sürekli olarak canının tatlı çekmesi,
Bel bölgesinin devamlı olarak genişlemesi,
Karaciğer değerlerinin yüksek çıkması,
Sürekli görülen yorgunluk hissi,
Kadınlarda meydana gelen aylık adet düzensizlikleri,
Eklem bölgelerinde esmerleşme durumu akantosiz nigrikans.
İnsülin direnci hesaplaması nasıl yapılır?
“Yağlanma veya kilo artışı = İnsülin direnci = Yağlanma”. Bu döngüden köklü olarak kurtulmanın en doğru ve en kolay bir yolu insülin direncinin detaylı bir şekilde araştırıldığı, tam donanıma sahip olan bir hastanede ölçtürülmesi ve de uzmanlarca kontrol altına girmesi gerekmektedir.
İnsülin direnci tedavisi
İnsülin direnci tedavisinde temel yaklaşım ilk olarak yaşam tarzının düzeltilmesidir. Tıbbi açıdan beslenme düzenlemesi, egzersizler, kaliteli uyku uyunması ve bu düzen durumunun yaşam boyunca devam etmesi gerekmektedir. İnsülin direnci tedavisinde izlenecek yol hastanın yaşına, cinsiyetine, yaşam şekline göre değişiklik göstereceği için tedavi protokolü kişiden kişiye değişiklik gösterecektir.
Tedavi içerisinde genel olarak beslenme düzenlemesine, kilo kaybının hedeflenmesine, günlük olarak protein, yağ alımı ayarlanmaktadır. Hastanın durumuna göre ilaç tedavisi de tedavi içerisine eklenebilmektedir.
İnsülin direnci belirtileri diğer bir çok hastalık gibi dikkat edilmesi gereken hastalıklar içerisinde yerini almaktadır. Bunun nedeni vücudu kompleks bir şekilde riske sokmasıdır. Bu nedenle belirtiler görülmeye başlandığı zaman mutlaka doktor muayenesi olunması gerekir.
