
Doğurganlığı Artırmanın Basit Yolları
Kadınların genelde yumurtlama dönemi düzenli bir şekilde gerçekleşse de bazı kadınlar için gebe kalacak nitelikte yumurta üretimi mümkün olmayabilir. Ancak bazı ipuçlarını takip ederek doğurganlığı artırmak mümkün olmaktadır. Bu basit ipuçlarını öğrenmek için aşağıdaki yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.
Doğurganlık ve Yumurtlama Döngüsü
Kadınların ergenliğe girerek regl olmaya başlamasıyla birlikte doğurganlığı da kazanılmış olur. Menopoz dönemine kadar bu özellik korunur. Aile planlaması yapanlar için regl düzensizliği için tedavi olmak yani regl tarihlerine dikkat etmek önemlidir.
Kadının gebe kalabilmesi için cinsel ilişkiye girerken en uygun günleri yani yumurtlama sürecini tercih etmesi gerekmektedir. Vajinal bölgede sıcaklık ve esnek bir yapı yumurtlama dönemine ait belirgin bulgulardandır.
Bir sene boyunca gebe kalmak için uğraşan anne adaylarının bu sürecin sonunda gebe kalamaması halinde bir uzmana başvurması tavsiye edilir. Konuyla ilgili olarak Kadınlarda Kısırlık: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi yazımızdan detayları öğrenmeniz mümkündür.
35 yaş üstü anne adaylarının birtakım testlere tabi tutularak gebe kalamama nedenini öğrenmesi ve 6 aylık bir deneme sürecinden sonra tekrar doktor değerlendirmesine tabi tutulması önerilir.
Tüm bu durumlar haricinde genelde sağlıklı bir ilişkide birkaç aylık deneme neticesinde anne adayı gebe kalmaktadır.
Birtakım nedenlerden gebe kalamadığını ve bu birkaç aylık dönemi bitirdiği halde henüz gebe olmayan anne adayları için doğurganlığı artırmanın yolları oldukça basit olabilmektedir.
Doğru Günlerde Cinsel İlişkiye Girmek
Doğurganlığın en üst seviyede olduğu iki regl döngüsünün tam ortasında yer alan günler, cinsel birliktelik neticesinde hamile kalmak için en ideal tarihlerdir. Doğurganlığı artırmak mümkün mü sorusunun yanıtı pek çok faktöre bağlı olsa da bu konuda en temel kural doğru tarihlerde bulunulduğuna dikkat etmektir.
Pek çok anne ve baba adayı birliktelik yaşadığı tarihlere dikkat etmez ve çocuk sahibi olmayı beklemektedir. Ancak hamilelikle sonuçlanan bir ilişki için en ideal zaman yumurtlamanın gerçekleştiği ilk 24 ila 48 saat arasıdır. Kadınların her ay regl döngüsü yaşadığı düşünülürse bu da çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin sene içinde 12 kez şansı olduğu anlamına gelir.
Toksinlerden Arınmak
Gün içinde pek çok toksik maddenin etkisinde kalıyoruz ve bu durum yumurta ya da sperm sayısı ve kalitesinde düşüş anlamına geliyor. Bu nedenle hamile kalmak için vücudu kirlilik, zararlı yiyecekler gibi toksik etkenlerden arındırmak gerekiyor.
Vücudu arındırmak ve hamileliğe hazırlanmak için dikkat edebileceğiniz öneriler şu şekildedir:
- Mevsimine uygun taze meyve ve sebze tüketmeye ve bu ürünlerin organik olmasına dikkat edin.
- Musluk suyu içmeye ara vererek doğru pH değerinde hazır su tüketin.
- Amonyak içeren kimyasal temizleyiciler yerine bitkisel ve doğal ürünlerle temizlik yapın.
- Kullanılan kozmetik ürünlerinin içeriklerinin doğal olmasına dikkat edin.
- Mikrodalga fırınlardan uzak durun, bu fırınlarda ısıtılan ürünleri tüketmemeye çalışın.
- Kahve, alkol ve sigarayı tamamen bırakın.
- Hücre yenilenmesinde rol oynayan proteinlerden yeterince faydalanmak için tavuk ve balığa her öğünde yer verin. Özellikle balık tüketmenin gebe kalmak kadar gebe sağlığı üzerinde de rol oynadığı unutulmamalıdır.
- Balık tüketmeyi sevmeyenler için beslenmede balık yerine tüketilebilecek gıdalar için şans vermek faydalı olacaktır.
- Tam tahıllı bitkileri de beslenme listenizden eksik etmeyin. Örnek vermek gerekirse ay çekirdeği, badem, ceviz gibi tohumlar omega 3, E vitamini gibi içeriklerce oldukça zengindir.
- Tam tahıllı ürünleri rafine ürünler yerine tüketmeyi alışkanlık haline getirin; esmer pirinç, yulaf gibi...
- Doğal östrojen salgılanmasında rol oynayan soyanın önemini fark edin ve farklı soya ürünlerini hayatınıza katın.
- Yumurtlama sürecini insülin direncini artırarak dolaylı şekilde etkileyen karbonhidrat türevlerinden uzak durun. Bunlara beyaz şeker, beyaz ekmek ve makarna örnek verilebilir.
Stresten Kaçınmak
Depresyon, anksiyete gibi psikolojik problemler hormonlarla direkt olarak ilişkilidir. Erkeklerde sperm sayısını azaltan bu durumlar kadınlardaysa yumurtlama tarihinde değişiklikler ve yumurta kalitesinde düşüş olarak yansır.
Hamile kalma konusunda başarısız olmak pek çok çifti daha çok strese sokar ve sorun hormonlardan kaynaklıysa sürecin uzamasına yol açabilir.
Yani stresin hamile kalmak konusunda direkt ve olumsuz bir etkisi vardır. Anne olma stresi içerisine giren anne adayı çabalarına karşın bu stresin nedeniyle sonuç alamayabilir. Ancak bu tehlikeli bir döngüye girmek anlamına gelmekte ve stresin biyolojik etkileri çiftleri istediği sonuçtan uzaklaştırmaktadır.
Gün içinde stresten kurtulmak için nefes egzersizleri uygulamak gibi anlık çözümler de geliştirmenin faydaları görülebilir.
Özetle, hem anne hem baba adayının kendine iyi bakmak kadar konuya dair korkularından uzaklaşması ve konuya rahatlıkla bakması gerekmektedir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.