Ekonomi

Dış Borç Nedir? Türkiye’nin Dış Borcu Ne Kadardır?

Borçlanma araçları arasında bulunan dış borç, Türkiye’de halihazırdaki kaynaklara destek olabilmek adına alınıyor. Bu durum haricinde döviz kapsamında ödeme gücü sağlayabilmek adına diğer ülkelerden geri ödemeli ya da ödemesiz biçimde sağlanan borçlanmalarda bulunuyor. Türkiye, kendi kaynaklarına ilave sağlayabilmek ve döviz desteği elde edebilmek adına ülkelere borçlanıyor.

Borçlanma sadece bizim ülkemiz için geçerli olmamakla beraber diğer ülkeleride kapsar. Genel olarak alınan borçların ödemesi aynı para birimi üstünden gerçekleştirilir. Dolar ile borçlanma yapılması halinde ödeme de dolar ile gerçekleştirilmelidir. Bu duruma karşılık aldıkları borçları kendi para birimi cinsinden ödeyen ülkeler de bulunur. Bu ülkeler arasında Japonya, ABD ve Almanya vardır. Ülkemiz ise borçlanma yaptığı döviz cinsi üstünden borçlarını kapatmaktadır.

Paylaşılan dış borç verileri, yatırımcılara ve ekonomistlere detaylı bilgiler sunarken, bu sebep dolayısıyla makroekonomik veriler içinde önem seviyesi en yüksek düzeyde yer alır.

Dış Borç Nedir?

Fon açığına sahip olan ülkeler, ekonomik yönden güçlü ülkelerden borç olarak para alır. Bu durum dış borç olarak nitelendirilir. Ekonomi yönünden güçlü ülkeler, ekonomik yönden sıkıntı çeken ülkelere sık sık borç verir.

Ekonomik açıdan sıkıntı yaşayan, ekonomik kriz içerisinde bulunan ülkeler, gelişmiş ülkelerden veya farklı kuruluşlardan borç alabildiği gibi, ülkeler bazı zamanlarda zor durumda kalabiliyor. Bu durum yadırganması gereken bir durum olmasa dahi sıklıkla borç alınması borçların ödenebilmesi adına zorluk çekilmesine sebep olabilir. Ülkelere olan borcun kapatılması adına gerek görülmesi halinde vergiler ve zamlar yapılır borç toplanabilir.

Dış Borç Türleri Nelerdir?

Dünya genelinde likiditenin artış göstermesi, faiz seviyelerinin gerilemesiyle özel şirketler borçlanma yoluna giderken, ülkeler ise fon fazlasına sahip olan ekonomilerden, fon açıkları bulunan ekonomilere akım oluşturabilmek adına borçlanma yöntemine gidebiliyor. Bu değişkenlikler dış borç türlerini oluşturuyor. Bunun yanı sıra borçlanmaların uluslararası kuruluşlar ya da devletler arasında olmasına göre farklı türler ortaya çıkabiliyor.

Dış borç türleri kendi içerisinde 4 kategoriye ayrılırken, bu borçlar şu şekilde nitelendiriliyor;

  • Piyasadan tahvil ihracı karşılığı alınan borçlar
  • Devletler arası dış borçlanmalar
  • Uluslararası kuruluşlardan temin edilen borçlar
  • Yabancı bankalardan sağlanan borçlar

Ülkeler ise dış borçlanma stratejileri göz önüne alınarak iki gruba ayrılabilir. İlk kategoride, kendi para cinsi üzerinden borçlanma yapan ülkeler bulunurken, bu ülkeler arasında, İngiltere, ABD, Fransa, Japonya ve Almanya mevcut. İkinci grupta ise, yabancı para cinsi üstünden dış borçlanma gerçekleştirenler yer alırken, bu ülkeler arasındaysa Türkiye, Rusya, Macaristan, Arjantin ve Brezilya mevcut. Bunların yanı sıra kendi para birimi üstünden borç alan ülkeler, bu borçlanmayı dış borç olarak değil iç borç olarak kabul ederler.

Ülkeler ihtiyaçları doğrultusunda borç olarak temin etmek istedikleri parayı herhangi bir ülkeden almak yerine IMF’den ya da Dünya Bankası gibi kuruluşlardan da alabilirler. Söz konusu kuruluşlardan borç alınabilmesi için ise sicilin temiz olması gerekirken, sürekli olarak borç alıp ödeme yapmayan ülkeler IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlardan borç alamazlar.

Ülkeler IMF ya da Dünya Bankası gibi kuruluşlardan borç almak istemediklerinde yabancı ülkelerin bankalarından borç alma yolunu seçebilirler. Bu durumun kolay olmamasının yanı sıra çok sayıda kriteri bulunur. Bahsi geçen kriterlerin başında ise iki ülkenin yakın ilişkiler içerisinde olması ve düşman olmaması gibi istekler vardır.

Devletler arası dış borçlanma ise iki tarafın birbirlerine ihtiyaçları çerçevesinde borç verdikleri tür olarak bilinir. Bu borçlar, devletlerin anlaşmaları neticesinde belirlenip yine belirtilen tarihte ödenmeye başlanır.

Dış Borçlanma Neden Olur?

Gelişmekte olan ülkelere ait dış borçlar, politikacıların ve ekonomistlerin ilgi odağındadır. Ülkenin hangi sebeple borç aldıkları, hangi kaynaklardan borç elde ettikleri, vatandaşlara ve devletin üzerine nasıl bir yük bindiği şeklndeki konular sıklıkla incelenir. Bundan dolayı dış borç tartışmalara sürekli konu olur.

Dış borçlanma, gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri adına net gelir transferi niteliğindedir. Ülkelerin dış borç talepleri devletin temel ekonomik özellikleri arasında yer alan iç tasarrufların yetersiz olmasından dolayıdır. Bunun yanı sıra dış ödeme olanaklarının sınırlı seviyede olması da büyük bir sebeptir.

Ülkeler, ekonomik kalkınma adına gerekli olan sermaye birikimlerini iç tasarruf yetersizliği dolayısıyla yapamadığı takdirde dışarıdan kaynak ithali gerçekleştirir. Yani dış borcun yüksek seviyede bulunması, kötü yönetilen bir ekonomiye işaret eder. Bunun dışında sürekli dış ticaret açığı veren ülkeler, ekonomik kalkınmalarına hız kazandırabilmek adına ithal etmek zorunda olduğu yatırım ürünlerini, teknik bilgiyi ve ara malları borçlanıp karşılar. Borç problemi, dünya ticaret ve sermaye akımlarında yapısal dengesizlikler bulunduğunun bir yansıma şeklinde kabul edilir.

Türkiye’nin Dış Borç Tarihi

Ülkemizin dış borçları, alacakları, borçluları ve vadeleri 3 aylık zaman dilimi içerisinde bir defa yayınlanır. Maliye Bakanlığı’na ait senelik ekonomik raporlardan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na ait veri sisteminden, Hazine Müsteşarlığı Kamu Finansman Genel Müdürülğü’ne ait Dış Borçlar Bülteni’nden söz konusu verilere ulaşılabilir.

Ülkemizde Osmanlı döneminden bu zaman dilimine kadar çok sayıda borç alınmıştı. Osmanlı dönemi büyük bir borç miktarıyla sona ererek, kurulmuş olan yeni meclise büyük seviyede bir borç kalmıştır. Yeni kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi söz konusu borçları, farklı anlaşmalar neticesinde sonuca bağlayarak, bir bölümünü para ile karşılamış, kalan bölümünüde çeşitli şekillerde kapatmıştır.

Ülkemiz borçlanma konusunda iç kaynaklardan önce dış kaynaklardan borç alma yolunu tercih ederken, bu durumun Osmanlı döneminden kalma bir durum oldğu bilinir. Türkiye’nin borçlanma dinamikleri göz önüne alındığında 1980’li senelerin başında dışa açılmayla belli bir biçimde hızlanan bir süreç göze çarpar. 1990’lı senelerin başında ise yeni aktörlerin de bu işe giriş yapmasıyla birlikte gerek iç gerek dış borçlanma hız kazanmıştır.

Cumhuriyet Öncesindeki Dış Borçlanma

Viyana Kuşatması‘nın olumsuz sonuçlanmasının ardından, Osmanlı devleti bazı anlaşmalara imza atarak toprak kaybına uğramıştır. Kaybedilen toprakların geri alınması amacıyla savaşlar yapılmış ve azalması düşünülen masraflar gittikçe artar hale gelmiştir. Bu durum sonucunda devlet gelirlerinde gerileme göze çarparken, devlet bu duruma çözüm olarak vergi artışı yolunu seçmiştir. Vergilerin artışı da masraflara çözüm olmazken, devletin maaş ödemelerinde problem yaşamaya başlamasıyla sorunlar gittikçe içinden çıkılamaz bir hal almış ve 1840 senesinde esham kavaimi çıkartılmıştır.

Osmanlı Devleti, 1854 senesinde İngiltere’den 200 bin sterlin borç almış ve söz konusu borç Osmanlı’nın ilk borcu olarak kayıtlara geçmiştir. 1854 ve 1875 seneleri arasında toplam 15 sözleşmeye imza atılmış ve bu sözleşmelerle birlikte alınan borç tutarı 127 milyon lira olmuştur. Son alınan borçla birlikte toplam borç 239 milyon lira düzeyine ulaşmıştır.

Osmanlı devletinin çöküşünün ardından borçlar, borçlu olan ülkeler tarafından kendi aralarında paylaşılarak, en büyük borç yeni kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilmiştir. 1925 senesinde bu borçların yüzde 67’lik dilimi ödenmiştir.

Cumhuriyet Sonrasındaki Dış Borçlanma

Türkiye, ilk dış borcunu 1930 senesinde Amerika Birleşik Devletleri’nden almıştır. Bu borç toplam olarak 10 milyon dolar tutarındayken, borç İnönü hükümeti döneminde temin edilmiştir.

1980 ila 1990 seneleri arasında Türkiye, politikalarında değişikliğe giderek, dışa açık politikaları faaliyete koymuştur. Söz konusu politikalardan biri ise dış borçlanma gerçekleştirilerek yatırımların çoğaltılmasıdır.

2001 ila 2014 seneleri arasında Türkiye’nin borcu 129 milyar dolar seviyesinden 336 milyar dolar düzeyine çıkmıştır. 2013 senesinde ilk 3 aylık zaman dilimi içerisinde brüt borç 372 milyar dolar ve net dış borç ise 214 milyon dolar olarak kayıtlara geçmiştir.

Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı döneminden kalan borçlarını kapatmak için uğraş verirken, kendisini geliştirmek içinde bütçe ayırmıştır. Fakat alınan bütün önlemlere rağmen dış borç kapatılamamış ve ülkemiz borçlardan kurtulamamıştır.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu